18 Mayıs 2019 Cumartesi

Beyaz Gemi

Bu hafta yazımızda sizler için ünlü Kırgız edebiyatçı Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi adlı kitabını seçtik. Öncelikle sizlere biraz Cengiz Aytmatov’dan bahsetmek isityoruz.

Cengiz Aytmatov, 1928-2008 yılları arasında yaşamış Kırgız edebiyatçı, gazeteci ve diplomattır. dünyasının ünlü yazarlarındandır. Dünya edebiyatında tartışılmaz bir yere sahip kitaplarıyla Doğu kültür zenginliğini bütün dünyaya tanıtmıştır.

Yazar Aytmatov, yazmaya 1950’li yıllardan bir gazetede başlamıştır. 50’li yıllardan sonra giderek üne kavuşmuş ve 1957 yılında Sovyet Yazarlar Birliği’ne üye olmuştur. Eserleri yüz elliyi(150’yi) aşkın dile tercüme edilen Aytmatov uzun yıllar Sovyetler Birliği’nde ve Rusya’da Kırgızistan Cumhuriyetini temsil etmiştir. 

Ünlü Yazar Aytmatov eserlerinde yaşadığı Kırgız toplumunun kültüründen etkilenmiş, mitlere, efsanelere, halk hikayelerine göndermeler yapmıştır. 

Ünlü Yazar Aytmatov yazdığı “Büyük Gemi” romanında küçük bir çocuğun gözünden dönemin Sovyet yönetimine eleştirel bir yaklaşım getirdiği görülmektedir. Romanın kahramanlarından Mümin Dede gelenekçiliğin temsilcisi iken damadı Orozkul ise yozlaşmanın çarpıcı bir örneğini oluşturur. Aytmatov, kitabında Sovyet döneminin sıkıntı, ümit, ve beklentilerini yansıtır. Roman, annesi ve babası ayrılınca dedesi tarafından büyütülen bir çocuğun gözünden dünyayı anlatmaktadır. Aytmatov, “Beyaz Gemi”de, ismi eserde geçmeyen çocuğun saf ve temiz dünyasından, hayatın acı ve çıplak gerçeğine uzanan bir roman kurgusu oluşturmuştur. Yazara göre çocukluk, gelecekteki insan karakterinin tohumudur. Çocukluk kişinin dilini öğrenmeye ve çevresindeki insanlarla, tabiatla ve özellikle kültürle bağlarını hissetmeye başladığı dönemdir. Yazar Cengiz Aytmatov, “Beyaz Gemi” eserinde Kırgız toplumunun destan, efsane ve masallarına göndermeler yapmıştır. Geçmişi temsil eden ve masal anlatan “Mümin Dede” karakteri ile geleceği temsil eden ve hem efsanevî hem de destansı bir mücadele veren çocuk arasında dramatik bir ilişki kurarak insana özgü duygu ve düşünceleri kendine has yorumlar getirmiştir. Romanda dedesinin anlattığı masallarla büyüyen çocuğun hayal dünyası çok zengindir. Dedesinin yaptığı havuzda yüzen çocuk balık olmayı istemekte ve böylece Issık Göl'ündeki Beyaz Gemiye ve hayallerindeki babasına kavuşacağı günü düşlemektedir.














11 Mayıs 2019 Cumartesi

Mülksüzler

Bu hafta yazımızda sizler için Amerikalı yazar Ursula Le Guin’in Mülksüzler adlı kitabını seçtik. Öncelikle sizlere biraz Ursula Le Guin’den bahsetmek istiyoruz.

Ursula Le Guin bilimkurgu ve fantastik roman türlerinin en önemli yazarlarından kabul edilmiştir. Le Guin, spekülatif kurmaca, gerçekçi kurmaca, kurmaca olmayan, senaryo, libretto, deneme, şiir, konuşmalar, çeviriler, edebi eleştiriler ve çocuk edebiyatı yazmış bir Amerikalı yazardır. Yazar Le Guin’e dünya çapında başarı getiren ve yazarı bilimkurgu dünyasının en önemli yazarları arasına sokan eseri 1970’te basılan romanı Karanlığın Sol Eli olmuştur.
Yazar Ursula Le Guin’i bugün konuştuğumuz romanı Mülksüzleri yazmaya iten ise, romanın yazıldığı dönem olan 1968 kuşağının, geçtiğimiz yüzyılda sisteme karşı eleştirel yaklaşımların en çok gündemde olduğu, entellektüel çevrelerin konvansiyonel toplum mekanizmalarına karşı en fazla eleştirel fikir üretilen dönemlerden biri olmasıdır.

Mülksüzler, Ursula Le Guin tarafından 1974'te yazılmış ütopik bir bilimkurgu romanıdır.
Mülksüzler adlı kitap birbirine karşıt iki gezegen olan Anarres ve Urras'ta kurgulanmaktadır. Anarres'te karşılıklı yardımlaşmaya dayalı bir anarşist toplum, Urras'ta ise kapitalist düzenin benzeri bir toplum hüküm sürmektedir.
 Le Guin, Mülksüzler kitabı için,
“Romanım Mülksüzler, kendilerine Odocu diyen küçük bir dünya dolusu insanı anlatıyor. İsimlerini toplumlarının kurucusu olan Odo'dan alıyorlar. Odo romandaki olaylardan kuşaklarca önce yaşamış, bu yüzden olaylara katılmıyor ya da yalnızca dolaylı olarak katılıyor. Çünkü bütün olaylar aslında onunla başlamıştı.
Odoculuk kitapta anarşizmdir. Le Guin kitapta yer verdiği şekliyle anarşizmi “Sağı solu bombalamak anlamında değil, kendine hangi saygıdeğer adı verirse versin bunu yıldırıcılık olarak tanımlar.

Mülksüzler kitabının hikayesi Shevek adlı bir Anarresli'nin Urras'a gidişiyle başlamıştır.
Le Guin, Mülksüzler için "çözümlenmemiş ütopya" ifadesini kullanmıştır. Bunun en önemli nedeni, romanın, bir ütopyadaki ideal toplum veya ideal yaşam resmini yaratmaması olduğunu düşünmesidir. Kitapta Anarres kurak, verimsiz ve zor yaşam koşulları sunan bir dünyadır. Urras da aksine verimli toprakları olan ve kolay yaşama olanakları sağlayan bir dünyadır. Ancak burada da kapitalist ve totaliter bir rejim süregelmiştir. Ayrıca Mülksüzler kitabında Anarres'de Shevek'in bilimsel merakı sonucunda keşfettiği bir teorinin yayımlanması, Urraslılar'ın işine yarayacağı gerekçesiyle reddedilmiştir. Shevek'in, kitabın sonunda öğrenildiği üzere, Urras'a gitme nedenlerinden biri de budur. Bu bağlamda Ursula Le Guin Mülksüzler kitabında ne anarşist bir ütopyadan ne de devletçi bir ütopyadan bahsetmemiştir.




4 Mayıs 2019 Cumartesi

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Bu hafta yazımızda sizler için Rus edebiyatının önemli yazarlarından olan Grigoriy Petrov’un Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabı seçtik.
Öncelikle sizlere biraz Grigoriy Petrov’dan bahsetmek istiyoruz.

Yüzyıl başında Rusya’nın en tanınmış, en çok okunan halk yazarlarından ve din adamlarından birisidir. Rejim karşıtı görüşü nedeniyle kiliseden kovulduktan sonra kendisini tamamen yazarlığa vermiştir. Gazeteci ve hatip olarak kitleleri etkilemeyi sürdürmüştür. Grigoriy Petrov Bolşevik Devrimi gerçekleştiğinde ülkeden kaçmak zorunda kalmıştır. Petrov , Eski Yugoslavya Krallığı’nda geçirdiği son yıllarında pek çok eser kaleme almış, konferanslar vermiştir. Petrov’un eserleri, Sovyet döneminde ülkesinde yasaklanmıştır ancak Bulgaristan’da ve o yıllarda yeni kurulan Türkiye’de etkili olmuş, devrin aydınlarını etkilemiştir. 
Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabı, Türkçede en çok okunan yabancı eserler arasına girmiştir.
Petrov’un kitaplarının başarısı Türkiye’ye göç eden Bulgaristan Türkleri yoluyla Türkiye’ye ulaşmıştır. 1928'de 3 ayrı kitabı Bulgarcadan Türkçeye çevrilip basılmıştır. Özellikle Ali Haydar Taner’in çevirisi ile yayımlanan Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı yapıtı, Türkiye’deki aydınların dikkatini çekmiştir. Grigoriy Petrov’un Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eserinin içindeki fikirler ülkede uygulanması gereken bir eğitim ve kalkınma modeli olarak görülmüştür.

1928’den 2008’e kadar en az Kırkbir (41) baskısı gerçekleşen Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitap, günümüze kadar en çok çevrilen ve yayımlanan yabancı kitaplar arasına girmiştir. Yayımlandığı devirde Türk aydını ve Türk bürokrasisi, bu kitabının içerdiği fikirleri, ülkede uygulanması gereken bir eğitim ve kalkınma programı olarak kabul etmiştir. Petrov’un Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı eserin, çeşitli kaynaklarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından askeri okullarda okutulması ve öğrencilere tavsiye edilmesi istendiğinden bahsedilmektedir. Zaman içinde türkiyede Petrovun Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı kitabı değerini yitirsede günümüzde yeni baskılarıyla popülerlerllik kazanmıştır. 

Beyaz Zambaklar Ülkesi, Finlandiya’dır. Ama Petrov’un çok iyi bildiği ve uzun süre yaşadığı Finlandiya değil, ideal bir devlet, “vaat edilmiş ülke”, ne olursa olsun gidilmesi gereken mükemmel bir ütopyadır. Yazar Grigory Petrov'un çeşitli aralıklarla çıktığı Finlandiya seyahatlerindeki notlardan oluşan eser, 1800'lerin son döneminde Finlandiya halkının içinde bulunduğu durumu anlatmıştır. Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitabında cehaletten kurtulmak için başta Johan Vilhelm Snellman olmak üzere ülkedeki bir avuç Fin aydının verdiği olağanüstü mücadeleyi anlatır.

Kitap, Osmanlı-Türk kadın hareketinin öncülerinden Edebiyatçı Şükufe Nihal Hanım'a Finlandiya'yı gezmesi ve "Finlandiya" adlı kitabını yazması için ilham verdiği söylenmektedir.


Beyaz Gemi

Bu hafta yazımızda sizler için ünlü Kırgız edebiyatçı Cengiz Aytmatov’un Beyaz Gemi adlı kitabını seçtik. Öncelikle sizlere biraz Cengiz Ay...